|
|
|
GUZELDAL
- ORHAN CIKRIKCI
|
|
|
|
|
|
|
Orhan Çıkrıkçı...
Trabzonspor tarihine adını altın harflerler yazdırmış bir isim Orhan Çıkrıkçı. Bazılarınız Orhan Çıkrıkçı’yı İzlanda maçında ayağının kırılmasıyla hatırlar ama özellikle Trabzonspor taraftarı onu Lyon maçının kahramanı olarak bilir.
Orhan Çıkrıkçı, Eskişehirspor’dan 1990-1991 sezonunda Trabzonspor’a gelir. 1991-1992 sezonu UEFA Kupası 2. turunda deplasmanda 3-3 devam eden Lyon maçında Orhan, son saniyelerde attığı golle Trabzonspor’u galibiyete taşır. Bu maçın rövanşında Bordo mavililer, rakibini 4-1 yener. Bu kez ilk yarının son anlarında Orhan Çıkrıkçı, takımının 3. golünü atar. İşte Trabzonspor taraftarları Orhan Çıkrıkçı’yı Bordo Mavili camiya yaşattığı bu muhteşem zaferle hatırlar.
Peki Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, tüm futbolseverler Orhan Çıkrıkçı’yı nasıl hatırlarlar?
1996 Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemelerinde 12 Ekim 1994 tarihinde Ali Sami Yen'de rakip İzlanda'dır. Maçı 5-0 kazanırız. Goller Hakan Şükür (2), Saffet Sancaklı (2) ve Sergen Yalçın'dan gelir. Ancak maçın hemen başında herkesin yüreğini burkan, acıtan bir sakatlık yaşanır. Atılan uzun topa yine geleneksel deparlarından birini atan Orhan Çıkrıkçı, kaleci Kristinson ile çarpışır ve ayağı kırılır. İşte diğer takım taraftarları Orhan'ı bu sakatlık anıyla hatırlar.
Orhan Çıkrıkçıyla kısa röportaj:
-Orhan Çıkrıkçı denilince insanların aklına -senin için acı ama- İzlanda maçında ayağının kırılması geliyor? Bu şekilde hatırlanmak seni rahatsız ediyor mu?
-Yooo.
-O kadar milli maç oynamışsın, başarılar yaşamışsın, Trabzonspor’un efsane isimlerindensin.
Genelde Trabzonsporlu taraftarlar ilk olarak Lyon maçını hatırlıyor. Ama diğer takım taraftarları milli takımda yaşadığım sakatlığımla özdeşleştiriyor. Bu beni hiç rahatsız etmiyor. 2 şekilde hatırlanmakla da onur duyuyorum. Diğer takımlar yani Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi camialar da, onlara karşı oynadığımız maçlarda hatırlıyorlar. Bununla ilgili çok anılarım da var. Hatta İstanbul'da bir maçta Fenerbahçe'yi 1-0 yenmiştik. Suadiye'de otelin önünde yürüyorduk. Normalde tepki göreceğin bir yerdir Suadiye. Yolda yürürken Fenerbahçeliler durdurdu bizi. "Tebrik ederiz, güzel bir maçtı sende 1 gol attın" dediler. Oysa ben farklı tepki bekliyordum. Fenerbahçe'yle oynamışsın gol atmışsın, Kadıköy'desin, yürüyüş yaparken seni tebrik ediyorlar. Belki o zamanlar insanlar futbola daha sıcak bakıyorlardı. Aslında her zaman öyle olması lazım.
-Çok iyi bir kanat oyuncusuydun. İzlanda maçında ayağının kırılması futbol hayatında bir dönüm noktası mı oldu?
Tabii
-Yeniden sahalara döndükten sonra istenilenleri yapabildin mi?
Yok, istediklerimi yaptım. İnsanlar eğer gol atamıyorsanız ve forvetseniz sizi daha farklı yere koyuyor. Ne kadar mücadele ettiğiniz ne kadar çalıştığınız veya defansif anlamda ne iş yaptığınız önemli değil. Forvet olarak bilinen insanlar eğer gol atamıyorsa, onlara göre eskiye dönüş olmayacaktır. Yani Orhan eskiden daha çok gol atardı, daha hızlıyıdı. Ben öyle görmüyorum ama insanlar öyle görüyor. Sakatlıktan sonra performansınmdaki düşüş sadece gollerdeki düşüştü.
-Eskiden futbola ve futbolcuya daha mı fazla saygı vardı?
Bence daha fazlaydı. İnsanlar daha hoşgörülüydü ama şimdi hoşgörü azaldı gibi görüyorum. Herkes parasal olarak çoğaldı, herkes bu gelirden pay sahibi olmak istiyor.
-Eskiden taraftarın futbolcuya bugüne oranla daha mı fazla saygısı vardı?
Tabii, tabii. İş daha çok fanatizme dönüştü. Bir de bence biraz da yeni nesil takımlardaki seyircilerin yaşına baktığın zaman biraz daha fanatik bir yaş gibi geliyor bana. Bakın maçlardaki seyirci kapasitesine. Yüzdeye vurursanız genç taraftar sayısı çok fazla. O bakımdan fanatik davranışlarda da bulunmaları doğaldır. Aslında biraz bu maddiyatlada doğru orantılı.
-Orhan Çıkrıkçı futbolu bıraktıktan sonra ne yapıyor?
Biz futboldan kopamayız. Belki şu anda basında ön planda değiliz ama devamlı bu işin içindeyiz. Başka bir işle uğraşmak gibi bir şansımız yok. Biz futbolu bırakmış insanlar, üst seviyede futbol oynamış insanlar olarak bıraktıktan sonra tabii yine futbolun içinde olacağız.
-Bir anlamda futbolda sizi bırakmıyor.
Bırakmasını da istemem zaten. Ben bu işi çok seviyoruym. Ben Allah'tan sadece futbolcu olmak istedim.
Orhan Çıkrıkçı Hakkında:
"Trabzonspor'a eskişehirspor'dan gelmişti. (1990 - 1991)
Trabzon'un lyon galibiyetlerinde en büyük pay sahibi futbolcuydu, süratiyle fransızlar'ın başını döndürmüştü. (1991 - 1992)
Türkiye - izlanda (5- 0) milli maçının başlarında ayağı kırıldı, (1994 - 1995) ve bir daha eski formuna kavuşamadı."
"Her sezon öncesi hakkında "fırtına orhan atıyla yarışıyor" "orhan 100 metrede türkiye rekorunu kırıyordu" "rüzgarın oğlu orhan" türünden haberler çıkıyordu."
"2001-2002 sezonunda akçaabat sebatspor forması ile 2. ligde mücadele eden 1967 dogumlu futbolcu; 345 1. lig maçında 66 gol atmış, 1 kırmızı kart görmüştür; oynadığı 28 a-milli maçta ise 2 gol atmıştır."
"Yıllar yılı, biraz da aerodinamik yüz yapısı sayesinde, 0-100 km/saat hıza en çabuk ulaşan oyuncu olmuştur."
"Rüzgarın kayınçosu"
"Trabzonspor'a ilk geldiğinde uzun saçları ve kadıköy'de fenere karşı oynanan maçta dillere destan oyunuyla zihnimizde kazınamayacak bir yer etmiştir. Soldan çektiği şut schumacher'in bakışları arasında soldan doksana takılmıştı. 5-3 kazanmıştı o maçı Trabzonspor. Yine feneri kadıköy'de 1-0 yendiğimiz maçta gölü orhan atmıştı."
|
|
|
|
|
|
|